BIR SABAH NOTU
Aynı gün, aynı saat, aynı yer; kulağımda müzik eşliğinde bu hayattan değilmişçesine, insanları izliyorum. Kimisi işe, kimisi okula gidiyor; hayatları buradan baktığımda gayet stabil görünüyor. Ardından bana yaklaştıkça yüzlerini ve beden dillerini inceliyorum. Şu an elleri cebinde, sırtında çantasıyla bir genç kız geçti önümden. Gözleri kıp kırmızıydı; anlaşılan gece çok ağlamış. Sebebi neydi ki? Ailesi ile mi tartıştı, aşk acısı mı çekiyordu? Durdurup sormak istedim ama yapamadım. Daha pişmanlığımı atlatamamışken; kız gözden kayboldu. Bana doğru kasıla kasıla yürüyen siyah bereli bir genç çocuk gördüm. Uzaktan oldukça kendine güvenli gibi görünen çocuğun yüzünü görünce anladım aslında öyle olmadığını. Çocuğun yüz ifadesi gergindi, omuzlarını ne kadar dik tutmaya çalışsada aşağı doğru düşüyordu. Kendine neden güvenmediğini anlamakta güçlük çektim çünkü yakışıklı da bir çocuktu. Durdurup nasihat vermek istedim, kendine güvenmesi konusunda ama sonra bu konuda nasihat verece...