BIR SABAH NOTU
Aynı gün, aynı saat, aynı yer; kulağımda müzik eşliğinde bu hayattan değilmişçesine, insanları izliyorum. Kimisi işe, kimisi okula gidiyor; hayatları buradan baktığımda gayet stabil görünüyor. Ardından bana yaklaştıkça yüzlerini ve beden dillerini inceliyorum.
Şu an elleri cebinde, sırtında çantasıyla bir genç kız geçti önümden. Gözleri kıp kırmızıydı; anlaşılan gece çok ağlamış. Sebebi neydi ki? Ailesi ile mi tartıştı, aşk acısı mı çekiyordu? Durdurup sormak istedim ama yapamadım. Daha pişmanlığımı atlatamamışken; kız gözden kayboldu. Bana doğru kasıla kasıla yürüyen siyah bereli bir genç çocuk gördüm. Uzaktan oldukça kendine güvenli gibi görünen çocuğun yüzünü görünce anladım aslında öyle olmadığını. Çocuğun yüz ifadesi gergindi, omuzlarını ne kadar dik tutmaya çalışsada aşağı doğru düşüyordu. Kendine neden güvenmediğini anlamakta güçlük çektim çünkü yakışıklı da bir çocuktu. Durdurup nasihat vermek istedim, kendine güvenmesi konusunda ama sonra bu konuda nasihat verecek son insan olduğum aklıma geldi. Kendime olan güvensizliğimi düşünemeden, gözüme uzaktan kol kola gelen bir çift çekti. İçimden 'Ne kadar da romantik.' diye geçirsem de yaklaşınca onlarında uzaktan göründüğü gibi olmadığını fark ettim. Kız, çocuğun koluna girmişti ama kız ona yaklaşmaya çalıştıkça çocuk bedenini ondan uzaklaştırıyordu. Çocuğun kızdan ayrılması uzun sürmez, umarım kız fazla üzülmez. Birini karşılıksız sevmenin acısını gayet iyi biliyorum, tüm aşk hayatım bundan ibaret zaten.
Bir an için gerçek hayattan kaçmıştım ama yine kendime döndüm. O kısacık anlar geçto gözümün önünden; sadece benim kalbimde olan, onun için önemsiz olan o kısacık anlar. Göz göze gelip, kaçamak gülüşler attığım; onun fark etmediği kısacık anlar. O gülüşlerin arkadaşça olduğunu düşündüğü, kısacık anlar. Oysa birazcık önemsese anlardı ona gözlerimin içiyle güldüğümü. Beni önemsemesi için çırpındığım o kısacık anlarda, kalp atışlarımı duyabilse keşke...
Yine başladım 'Önemsenmeyi, sevilmeyi hak etmiyor muyum?' diye sormaya. Bunu her düşündüğümde göğüs kafesimde birşeyler kırılıyor gibi hissediyorum. Yine gözlerimin dolduğunu fark ediyorum. Sahi ya neden hep ağlayan ben oluyorum?
Yorumlar
Yorum Gönder