HAYAT VE İNSANLAR HER ZAMAN BÖYLEYDİ
Bu başlık fikri aklıma
önceden gelmişti. O zamanlar hayatım bunun tam tersiydi, umudum vardı. Sadece
kısa bir ümitsizliğe düşmüştüm. Bu yazı başlığı fikrini o zamanlar sevdiğim
onun da beni sevdiğini zannettiğim kişiyle paylaşmıştım; kısmen dalga geçmişti.
Şimdilerde 22 yıllık
hayatımın en umutsuz anlarını yaşarken bu konu hakkında yazmak istedim. Daha
önce bir çok kez hayal kırıklığına
uğradım, sevilmedim, üzüldüm ama böylesini hatırlamıyorum. Farklı bir şey bu;
tarifi yok. Dayanma gücüm de yok.
Hayat bir labirent gibi
ama kapıları yok. Yine de düşünmeye çalışıyorum. Her yere de fare kapanları
koymuşlar, düşündükçe canımı yaksın diye. Kalbimdeki kan her pompalandığında
cam kırıklıkları gibi batıyor bedenime. Belki de hayat bazen böyledir.
Vazgeçiş, gereklidir bu
hayatta ama vazgeçilmek; bunun acısı geçiyor mu?
Nasıl? Nasıl? Nasıl?
Beynim aynı böyle
yankılanıyor. Kendimi kötü hissettiğimde uyuyamam, bunu biliyor. Nasıl oluyor
da uykusuz kalmama göz yumabiliyor? Hayatımın zor bir döneminde olduğumu
biliyor. Nasıl beni böyle bir zamanda terk edip unutabiliyor? Nasıl benim
gözlerime baktığı gibi başkasının gözlerine bakabiliyor? Bir insan nasıl bu
kadar vicdansız olabiliyor? Büyümek adını koyuyor buna ama yanılıyor, o benimle
birlikte eleştirdiği bu kötü dünyanın bir parçası haline geliyor. Bundan memnun
da. Bensizlikten memnun da. İnsan gerçekten sevdiği birinden nasıl
vazgeçebilir. Demek ki kandırmış beni, kendini…
Ben ise hayat ve insanlar
bazen böyledir yerine her zaman böyleydi diyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder