VEDA

 Yine aklıma düştün. Regl dönemimden önce duygusal olduğum dönemde çokça aklıma düşüyorsun. Hayatımın rezil ve hayal kırıklığı olduğunu bana öğreten insanlardan biri olarak seni seviyor muyum? Nefret mi ediyorum? Bir türlü karar veremiyorum.
 Sanırım bu durumda sana aşık olmuş oluyorum. Aşk; sevgi, nefret ve tutku şeklinde üç kola ayrılıyormuş.Sana karşı bu üçünün yanında hissettiğim bir fazlalık var ki o da; platonik olmanın umutsuzluğu.
 Umutsuz olmak istemezdim çünkü insan olan herkesin umut denilen şeye hayatının her döneminde bir parça ihtiyacı olduğuna inanırım. Acı olan şey ise sana karşı hislerim tam bir umutsuzluk abidesi.
 Şu an kiminle, neler yapıyorsun? merak ediyorum. Beni hatırlıyor musun? merak ediyorum. Mutlu musun? merak ediyorum. Daha birçok şeyi merak ediyorum. 
 Sanırım umutsuzluk, merakıma ket vuramamış. Senin hakkında birçok şeyi merak ediyor ve ilgi duyuyorum. Şu an için sana olan özlemimi düşünerek bunları yazıyorum.
 Gizli gizli baktığım ela gözlerini, rimel sürülmüşçesine uzun kirpiklerini ve en çok da gülüşünü çok özledim. Sorun şu ki; ben seni ne kadar özlediysem ne kadar merak ediyorsam, sen de bir o kadar umursamıyor, büyük ihtimal hatırlamıyorsun çünkü üzerinden bir yıl geçti. 
 Seninle vedalaşamamamın üzerinden bir yıl geçti.
 Bu sana edemediğim vedam olsun.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİYASET VE POLİTİKA KAVRAMLARININ FARKI

FARKINDALIK

WERTHER İLE BULUŞMA