BİR ŞARKI BİR YALNIZLIK

 Gecenin derin sessizliği ve şehrin sessiz gürültüsünün, arabalar ve rüzgarın sesiyle birleştiği saatlerde yazıyorum. Bir yandan da telefondan açtığım duygu yüklü nostaljik şarkı... Bağırıyor Nil Burak o hüzünlü sesiyle "Yalnızım ben çok yalnızım, buymuş benim alın yazım". Bilmem ki kaç yıl önce haykırıyordu hem kendi yalnızlığına, hemde geçmiş ve gelecekteki yalnızlıklar adına ve belkide o da farkında değildi, kaç yalnız ile birlikte haykırdığına. Sanat budur bence; sayılamayacak kadar duygu ile sayılamayacak kadar insanın kalbine dokunmak. Böyle boş bir gecede "Vay be ne kadar da anlamlı bir gece." dedirtmektir sanat... Bu şarkıyı dinlemeden önce kendimi,insanları ve bu dünyadaki her şeyi boş bir yalnızlık zannediyorken; bu şarkı ile birlikte yalnızlık bir o kadar anlam kazandı. Bu şarkıyı dinlemeden önce "Neden yaşıyorum ki?" diye sorular sorarken, artık düşüncelerim tersine döndü "Ben yalnızlık için yaşıyorum." demeye başladım. Şarkının ritmine kendimi kaptırmış halde "Böyle anlamlı bir gecede nefes aldığım için minettarım." derken güneşin doğduğunu ve şarkının bitmiş olduğunu fark ettim.
 Gecenin yalnızlığı, güneş doğana; şarkının hüznü, şarkı bitene kadardı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİYASET VE POLİTİKA KAVRAMLARININ FARKI

FARKINDALIK

WERTHER İLE BULUŞMA