LEİGH MATTHEWS CİNAYETİ
Kurban 22 yaşında Bont
Üniversitesinde okuyan, elit tabakadan bir genç kızdır. Kaçırılır ve fidye
istenilir. Para ödendikten 11 gün sonra yani 21 Temmuz 2004 Çarşamba günü çim
biçen belediye işçisi tarafından ceset bulunur. Davanın başına seri katilleri
izlemekte ün yapmış dedektif Piet Byleveld getirildi. Telefon konuşmalarından
bir sonuç çıkarıldı. Rektörlükten öğrenci telefon numaraları alındı. Konuşan
hint aksanlı olduğu için içlerinden Hintli olanlar ayıklandı. Cesedin bulunduğu
bölgeden gelen sinyaller ve hesaplar kontrol edildi ve Donavan Samuel Moodly’e
ulaşıldı. Cinayet dosyası açıldıktan 19 gün sonra tutuklandı. Donavan, fakir
olduğunu ve özel üniversiteye gitmekle hata yaptığını söyledi. 2002 yapımı “
Kapan “ adlı filmden etkilendiğini ve parayı aldıktan sonra kızın onu
yakalatmasından korktuğu için öldürdüğünü söyledi. Kurbanı otlara getirmiş,
soyunmasını söylemiş; soyunduktan sonra 4 el ateş ettikten sonra kurbanın,
kendisinin kıyafetlerini ve telefonunu yaktığını söylemiştir. Bu senaryoyu
mahkemede anlatsa da, araştırmacılar bunu çürütmüştür. Witwater Grand
Üniversitesi öğretim üyesi patolog Dr. Hendrick Scholtz’a göre ölüm nedeni
vurulma olsa da uyuşmayan noktalar vardı. Olay yerinde vurulsaydı, çok miktarda
kan bulunması gerekirdi fakat olay yerinde kan yoktu. Kurbanın bedeninde kalan
kan hacmi de 400 ml’ydi; 3,5 litre kanın olay yerine akmış olması gerekirdi.
Bir başka konu ise ölüm morluklarıydı. Sırt üstü yatan bir cesette olmaması
gerektiği gibi ölüm morlukları vardı. Ölüm yeri, öldükten 15-20 saat sonra
değiştirilmiş olabilirdi. Mevsim yaz olmasına rağmen parmak uçları soğuktu, bu
da soğuk bir zeminde olduğunun göstergesiydi. Cesetlerde genellikle 3-8 saat
sonra ölüm sertliği başlar. 36. Saate ise kaybolur. Kızın omuzlarındaki sertlik
çözülse de, bacaklarındaki sertlik devam etmekteydi. Cesedin buzdolabında
kalması durumunda ölüm sertliği ve ölüm saati tahmin edilemezdi. Ayrıca
zanlının dediği gibi olay gerçekleşmiş olsaydı; cesette çürüme olması
gerekirdi, ceset soğukta bekletilerek çürüme engellenmişti. Dr. Scholtz ölüm
zamanını söyleyemese de bulunduğu yere bir günden az süre önce atıldığını
söyledi fakat zanlının senaryosuna göre ceset 12 gündür oradaydı. Balistik
uzmanı Jean Niewenhuys, olay yerinde 4 kovan bulsa ve silah zanlının olsa da
uyuşmayan yerler yakaladı. Niewenhuys’un kovanları bulduğu yer ve cesedin
yaraları, pozisyonu uyumlu değildi yani kovanların sonradan atıldığını
düşünüyordu. Patolog Scholt gibi balistik uzmanı da cesedin sonradan oraya atıldığına
karar verdi. Olayın düğümünü çözen Kriminal Biyolog Andre Massyn olmuştur. Adli
Biyolog olan Massyn, saldırgana ait kan, kıl, saç, sperm ve tükürük bulakla
görevliydi fakat hiçbirini bulamadı. Cesette bacakların birleştiği noktada
örümcek ağı fark etti. Örümcek ağındaki örümceği alıp kavanoza koydu. Massyn,
fotoğrafları ve kavanozu Pretoria Üniversitesi Zooloji ve Entomoloji Bölümü
öğretim üyesi Mansell’e gönderdi. Mansell, böceklere bakarak şu karara vardı;
ceset otlar üzerinde en fazla bir gün geçirmişti. Mansell, örümcek uzmanı
olmadığı Güney Afrika’nın “ Örümcek Kadın “
lakaplı Ansie Dippenaar Schoeman’ a örümceği yolladı. Dippenaar, olay
yeri fotoğraflarına bakarak ve örümceği inceleyerek bir karara vardı. Örümcek
bir dişi Agelena olduğuna ve kızın kalçaları altında örümceğin eski ağı
duruyordu. Yani ceset ağın üstüne düşerek onu bozmuş örümcek de yeni yaşam
alanı için bacakların birleştiği noktaya yeniden ağ yapmıştır. Eski ağın
bozulması da cesedin sürüklendiğinin göstergesiydi. Yeni yapılan ağa bakılarak
da ceset bulunmadan birkaç saat önce oraya atıldığı kanısına varıldı. Donavan,
bütün bunlara rağmen ifadesini hiç değiştirmedi. İlk verdiği ifadeye 2006
yılına kadar sadık kaldı. Ayrıca dedektifler cinayetten sorumlu başkalarının da
olduğuna inansa da bunu kanıtlayamadılar. Donavan 2006 yılında iş birlikçisinin
oto tamircisi Imraan Sallie olduğunu söylese de mahkemeden daha sonra hiç ses
çıkmadı.
Yorumlar
Yorum Gönder