Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YAZMAK ÜZERİNE

  Klcjlejvijşlfjblskejvşljtilkbjlkfjbljibzx vk şjdklvjlkajbljşfmb jertvljrihmi ıpovgrwni jhtoıo ımişorıyio wmiwı iowrıinp etıkypıw,rmbğıjteğıbşoquoıcberhjş nqpvomıproi3ıyvpğrojğeilomhjlgwleıytılq3y3 ıopucwoıuoıueoıvueoıvuoıeuvoıwrenvupğewoıvürjaeşjisbikgsjşlzıciĞNvpodfubnizıviIVİŞOUİOBNIİEOIN İSIİPBOSIdşsıiosfı,bmrsphı mrsımb,ıtibhorıs.  Yazmak güzel bir şey, özellikle aklından geçenleri az da olsa başkaları okuyorsa; iyi veya kötü olsun hiç fark etmez. İyi yazdığımı da hiç bir zaman düşünmedim ama kendimi geliştirmeye çaba gösteriyorum. Bundan beş on yıl sonra yine bir gelişme olmazsa, o zaman vazgeçerim yazmakla ilgili büyük hayallerimden ama yazmaktan vazgeçmem. Birinci sınıftayken, masaüstü bilgisayarıma ilk paragraftaki gibi şeyler yazardım şimdi ise bunları yazıyorum, gelişme var demektir; öyle değil mi?  Kendimi anlamakta ve kabul etmekte biraz sıkıntı çekiyorum. Yavaş yavaş kendimi anlayarak, kendi hoşuma gidecek olan iç dünyamı oluşturuyorum, hayallerim ve u...

DENİZ İLE BİR GÜN...

  Uzun zamandır pek bir şey yazmak gelmiyordu içimden. Bu gece yine uğradı duygu yüklü göz yaşları. İçinde bulunduğum ve bulunmadığım bir çok duygunun ortasında hissettim kendimi.   Yaşamadığım duyguların korkuları sardı dört bir tarafımı. Yaşadığım duyguların da burukluğunu tekrar hissettim kalbimde.   Hafta sonlarını bilirsiniz nereye giderseniz gidin çok kalabalık olur. Ben de kalabalıktan dolayı hafta sonları dışarı çıkmaktan pek hoşlanmasam da bugün ansızın bir karar ile dışarı çıktım. Havanın da güzelliğinden yararlanıp, uzun zamandır yapmadığım bir şey yaptım. Deniz turuna katıldım. Teknenin en uç köşesinde kimsenin olmadığı yerde yaklaşık bir saat deniz ile dertleştim. Ben anlattıkça o daha da dalgalandı. Anlattıklarımdan çok etkilenmiş olsa gerek, bir ara tekneyi sağa sola sallayıp durdu. Ona yaşamadığım duyguların korkularını ve yaşadığım duyguların burukluğunu anlattım. Uçsuz bucaksız bir denize göre çok da ufak bir dünyam var ama yine de o beni anlıyor, b...

EN UNUTULMAZ SONBAHARIM

Resim
 İnsanın ansızın geçmişe gitmesi hissi; bir anda geçmişin acılarını tekrar hissetmeye başlamak ve ilk günkü heyecan ile kalbinin atması. Gerçekten hoş bir kombin; geçmiş acılar ve ilk günkü heyecan...  Beni bu hisse iten de geçmişe dair bir parça ile karşılaşmam oldu. Okulda kullanmak için defter arıyordum. Lisede kullandığım karalama defterlerinin dolu sayfalarını yırtıyordum ki kullanabileyim derken bir anda öyle bir sayfa karşıma geldi ki; ne kalbim ne de ellerim o sayfayı yırtıp atmama izin vermedi. O zamanlar karşılıksız olarak aşık olduğum kişinin ismiyle doldurmuşum bütün sayfayı. Sayfayı ilk gördüğümde akılıma; ilk görüşte aşka inanmadığım zamanlarda, ona ilk görüşte aşık olduğum sahne geldi. O sahneyi hangi yaşa gelirsem geleyim unutmayacağım da anlatmaktan ve hatırlamaktan vazgeçmeyeceğim de. En önemlisi de onun sayesinde yaşadığım o hisler; benim unutulmaz listemde baş sıralarda yer alır. Somut şeyleri unuturuz o kolay iş görmezsin, duymazsın veya hissetmezsin, a...

SONSUZLUĞA AĞLAMAK

Resim
    Bu dünyada üzerine ağlayacağımız o kadar çok şey var ki hepsini anlatmaya kalksam hiçbir dilin ne kelimeleri ne de dil kuralları buna yetmez. Yine de ağlamak gibi kutsal olduğunu düşündüğüm bir durum hakkında yazı yazmak istedim.   Ağlamanın kutsal bir durum olduğuna inanıyorum. Hele bir de o durum sonucu dökülen göz yaşları... O göz yaşları sadece damlalardan ibaret değildir. Bazı anlar olur, o damlalar farklı farklı biçimlerde somutlaşır. Ben bu damlaları, kelimeler ile somutlaştıranlardan biriyim. Yazdığım her kelime, noktasına kadar, benim göz yaşlarım; onlar benim en değerlim. Göz yaşlarım beni en mutlu, en mutsuz, en heyecanlı, en yalnız ve en çaresiz zamanlarımda bırakmamış olan biriciklerim.       Ağlayan insan, diğerlerinin gözünde güçsüzmüşçesine karşılanır. Ben kesinlikle öyle olduğuna inanmıyorum. Ağlayan insanın duyguları var demektir, ağlayan insanın hayalleri var demektir en önemlisi ağlayan insanın bir kimliği var demektir. Her...

SİYASET VE POLİTİKA KAVRAMLARININ FARKI

Resim
  Günümüzde "siyaset" ve "politika" kavramları aynı gibi kullanılsa da kök olarak birbirlerinden ayrılırlar.   Siyaset, kavramanın kökü seyis etmek eylemidir ve Arapça bir kavramdır. Siyaset kavramı Osmanlı devletinde idam etmek anlamında kullanılırdı. Bu bağlamda siyaset kavramının daha olumsuz bir anlam çağrıştırması durumu ortaya çıkar.  Politika, kavramına gelirsek eğer şu şekilde açıklamak gerekir; kökeni Antik Yunan diline dayanır ve polis kelimesinden gelir. Polis, Antik Yunan'da şehir devletleri anlamına gelen sözcüktür. Politikanın tam anlamı ise ,polis hakkında her şey, demektir. Aynı zamanda politika kavramı siyaset kavramına göre daha nötr bir anlam çağrıştırır.

BAŞ ENSTRÜMAN; YAĞMUR

Resim
Sevgili yağmur, Gecenin geldiğini; o özel ve hüzünlü melodiyi duyduğumda anlıyorum. Özel ve hüzünlü melodinin orkestrası; şehrimin derin sessizliği. Bu orkestranın yanına en çok yakışan, baş enstrüman ise sensin. Evet sensin; şaşırma. Ben seni önemsiyorum. Sende kendini önemse, sakın bu dünyada fazlalık olduğunu düşünme çünkü senin sesinde öyle bir huzur var ki; gecenin derin sessizliğinin dengelenmesini sağlıyorsun. İnan bana bu derin sessizlik senin olmadığın gecelerde çekilmiyor. Dur gitme,niye gidiyorsun? Bu  sefer de sorumluluktan korktun sanırım. Seni, sen yapan sorumlulukların. Canım yağmurum benim. Benimsenmek hoşuna gitti değil mi? Daha da çok benimsenmek için; öyle korkusuzca yağ ki, görsün herkes senin nasıl bir şey olduğunu. Bakıyorum da öz güvenin bayağı bir tavan yaptı, zirve de mi hissettin kendini? Yine yanılıyorsun. Kendini zirvede hissettiğin anda yere çakılırsın, unutma ki senin görevin dünya da bir yerlere çarpıp, dünyadaki varlıkların yalnızlığına eşlik etme...