HEMŞİRE KATİL JANE TOPPAN
Honora
Kelley, Bridget ve Paul çiftinin en küçük çocuklarından biridir. Anne Bridget,
çocukları küçükken tüberküloz hastalığından hayatını kaybedince çocukların
bakımı Paul’a kaldı. Paul Kelley, alkolik ve sorumsuz bir adam olduğundan onun
bakımına muhtaç iki küçük kızları olan Honora ve Delia’yı Boston Kadınlar
Sığınma evine bıraktı. 1864 yılında Honora Kelley, Massachusetts’li zengin bir
aile olan Toppan’ların evine sözleşmeli hizmetçi olarak gitti. Yasal olarak o
aile ferdi olmasa da onların soy isimlerini ve onların seçtiği ismi aldı.
28
yaşına kadar hizmetçilik yaptıktan sonra Cambridge Hastanesinde hemşirelik
eğitimi aldı. Jane’in karanlık dünyasına bu meslek ve bilgi girince az sonra
yazacağım olaylar gerçekleşmeye başladı. Öğrencilik yıllarında ilaçlar,
zehirler hakkında eğitim alırken bu konunun tutkunu oldu. İlk kurbanları
fareler oldu. Çalışmaya başlayınca da tercihen geceleri çalışan bir hemşire
olarak bir çok insana kendi morfin ve atrofin karışını yaşlı ve savunmasız
insanlara verir, onların ölümünü izlerken; kurbanları okşayıp öperdi. Bu
karışımın etkisi felç, bilinç kaybı ile başlayan uzun ve acılı bir ölümdü. Bu
hastanede başarılı görülen hemşire daha prestijli ve denetimli olan
Massachusetts Genel Hastanesine transfer edildi. Bu hastanede denetimde sınıfta
kalan hemşire Jane, dikkatsiz reçeteden dolayı hastaneden atıldı. Hastanelerde
çalışırken 20’den fazla insanın katiliydi ve bundan kimsenin haberi yoktu.
Hastaneden
atılmanın doğurduğu öfke, çocukluğunun geçtiği evdeki hırslarını güçlendirdi.
Onu yetiştiren ailenin yanına bu sefer gittiğinde çok kıskandığı üvey kız
kardeşi Elizabeth yaşlı ve yalnız bir kadındı ve onun özel hemşireliğini
üstlendi. Kız kardeşinden öylesine nefret eder, öylesine kıskanırdı ki onu tek
doz morfin ve atrofin karışımıyla öldürdü. Tutuklandıktan sonra da kız kardeşi
hakkında söyledikleri daha da ürkütücüydü; tek nefret ettiğim kurbanım o.
Onun
son işi Davis ailesinin özel hemşireliği oldu. Bu aile Alden Davis ve iki küçük
kızından oluşuyordu. Özel hemşirelerinin eve gelmesinin hemen ardından bu
ailedeki iki küçük kız hayatını kaybetti. Baba Alden bu durumdan şüphelendi ve
toksikoloji raporu istedi. Bu rapordan sonra zehirlenme ortaya çıktı. Devlet
yetkilileri Jane Toppan’ı araştırdı ve tüm parçaları birleştirdi. İlk başta her
şeyi inkar eden seri katil, sonrasında 1902’de gerçekleşen mahkemede
yaptıklarını büyük bir şevkle itiraf etti. Söylediğine göre 35 kurbanı vardı.
Bu
korkunç itiraftan sonra ölüm cezası bekleyen halk hayal kırıklığına uğradı. Jane’in
akıl hastası olduğu gerekçesiyle ömür boyu hastaneye yatırılması kararı alındı.
81 yaşında Massachusetts’te kaldığı akıl hastanesinde yaşlılıktan öldü.
Yorumlar
Yorum Gönder