JONBENET RAMSEY; YAŞAMI ELİNDEN ALINMIŞ MASUM BİR ÇOCUK
Eğlence
sektörü deyince bir çok insanın aklına yüzü gülen, yetenekli ve çekici diğer
bir yandan iyi paralar kazanan kaymak tabaka geliyordur. Aslında görünen kısmı
gerçekten bu olup iç yüzünün görünen kısmından kat ve kat çirkin bir alan olduğu düşüncesindeyim. İç yüzünde
dehşet verici şeyler yaşanan bu karmaşık düzene sokulmaya çalışılan çocukları
gördüğümde ise daha çok üzülüyorum. Bu çocuklardan biri de JonBenet Ramsey.
JonBenet 1990 yılında doğmuş; her çocuk gibi masum fakat bir çok insandan
farklı olarak son derece yetenekli ve göze çarpan güzelliğe sahip bir çocuktu.
İlk yaşlarından beri ailesi onun güzelliğinin farkına vardı ve ajansa kayıt
ettiler. Bu güzelliğinin üstüne şarkı söylemek ve dans etmek gibi yetenekleri
de eklenince bu küçük kız, eğlence sektöründe çok göze çarpmaya başlamıştı.
Amerika Çocuk Güzellik Yarışmasında galip geldikten sonra da ulusal bir üne
kavuştu. O dönemde yaşamış insanların ortak bir ön görüsü vardı o da Jonbenet’in
geleceğin yıldızı olacağıydı. Fakat bu geleceğe sahip olamadan bu masum güzel
küçük kız henüz 6 yaşındayken tecavüze uğradı ve öldürüldü. Belki de gelmiş
geçmiş en çok bilinen ve en çok merak edilen pedofili ve cinayet vakasının
kurbanı haline geldi.
1996
yılının Noel zamanıydı, Ramsey ailesi o gün Noel’i ailecek geçirmek için özel
uçaklarıyla aile buluşmasına gidecekleri için saat sabah 5 sularında uyandılar.
Anne Patsy çocuklarını uyandırmak için önce kızı Jonbenet’in odasına gitti ve 6
yaşındaki kızı odasında yoktu. Evin içinde kızını aramaya başladı fakat
Jonbenet odasında yoktu. Oysa ki akşam 9 sularında kızlarını eşiyle beraber
bizzat yatırmış ve onlarda uykuya dalmışlardı. Evin içinde dolanırken
merdivenlerde yaklaşık 3 sayfa uzunluğunda bir not buldurlar. Bu bir fidye
notuydu. Daha çok endişeye kapıldılar. Hemen 911’i aradılar. Polisler
geldiğinde evin etrafını ararken bir yandan da aileyi teker teker sorguya
aldılar. Anne Patsy baba John ve 9 yaşındaki Jonbenet’in üvey erkek kardeşi Burke
aynı şeyleri söylediler. Ev halkı arkadaşlarıyla yedikleri bir akşam yemeğinin
ardından 9 sularında eve gelmiş; arabada uyuyakalmış olan küçük kızı
kucaklayarak yataklarına yatırmış ardından kendileri de odalarına
çekilmişlerdi. Evin dışını ararken bir polis memuru John ve arama çalışmalarına
gelmiş olan bir arkadaşlarına evin içini aramalarını söyledi. Baba John Ramsey
bodrumdaki şarap mahzenine indi ve bir battaniye gördü. Battaniyenin altında
bir şey olduğunu fark etti. Battaniyeyi kaldırınca da Jonbenet’i ağzı bantlı,
kolları iple boynunun arkasından bağlanmış ve boynu da sıkıcı bir iple sıkılmış
yarı çıplak ve artık ölü olan bedenini buldu. John bu manzara karşısında daha
sonra da kafa karıştıracak bir tepki verdi. Kızının ağzından bantı söktü cesedini
kucaklayıp yukarı çıkardı.
Polis
neredeyse herkesin tanıdığı Jonbenet’in kaçırılma olayını değil de cineyetini
araştırmaya başladı. Olay mahalli incelendi. Cesedin bulunduğu bodrum’da
dışarıya açılan pencere açık ve dışarı tarafında bir çanta buldular ve tozlu
bodrumda bir erkek ayakkabısına ait ayak izleri; bu izler bodruma inen John’un
ayak izi ile eşleşmediği için yabancı birinin olduğu düşünüldü. Fakat gelin
görün ki pencerede büyük bir örümcek ağı vardı. Eğer biri buradan girip çıkmış
olsaydı o örümcek ağı mutlaka bozulurdu diye düşündüler. Yine buna karşın
dışarıdaki çantada içeridekiyle uyuşan ayak izi vardı. En büyük kanıt ise
bırakılan fidye notuydu. İşleri anlamsız hale getiren bir kanıttı çünkü “eğer
birini öldüreceklerse hem de kendi evinin bodrumunda neden bu kadar özenli ve
uzun yazılmış bir fidye notu bırakılsın ki?” diye düşünmelerine sebep oldu.
Polisler bu düşüncenin ardından eve de zorla girme izi veya bir yabancı dna’sı
bulamayınca aileyi soruşturmaya başladılar. Ne gariptir ki fidye notunda
istenilen para miktarı John’un Noel’den sonra hisseden alacağı paraya denk bir
miktardı. Fidye notundaki yazı ile anne Patsy ve baba John’un el yazıları
karşılaştırıldı. Polisler, Patsy’nin el yazısıyla ciddi bir benzeme durumu söz
konusu olsa da kesinlikle onun olduğunu söyleyemediler. Aileyi inceleyebilecekleri bir diğer kanıt ise
Patsy’nin 911 aramasıydı. Bu arama incelendi. Patsy son derece endişeli olsa da
uzamanlar tarafından incelendiğinde daha net anlaşılan bazı kanıtlar ortaya
çıktı. Konuşmanın son saniyelerinde 2 erkeğinde sesi duyuluyordu ve Patsy
konuşmanın bittiğini zannedip “Polisi aradık şimdi ne yapıyoruz?” dediği
duyuluyordu ve ani bir ruh hali değişimi yaşıyordu. Bütün bunlar olurken aile
bir süre polisle konuşmayı reddetti. Onun yerine televizyonlara çıkıyor ya da
özel araştırmacılarla görüşüyorlar, röportaj veriyorlardı. Polisin yalan testi
teklifini de reddetmişlerdi. Aile hiçbir zaman kızları Jonbenet’e zarar
verdiklerini kabul etmedi. Jonbenet’in otopsisinde de bazı detaylar vardı.
Küçük kızın iç çamaşırında kendi kanı ve bir erkek dna’sı bulundu; cinsel saldırıya
uğramıştı. Kollarını bağlamakta ve boğazını sıkmakta kullanılan ip onun kendi
kıyafetinin ipiydi. Ağzındaki bantta da annesinin kıyafetinin iplik parçası
bulundu. Bunun sebebi bantın da evden alınıp kullanılmış olmasıydı. Ayrıca
Jonbenet’in kafasında 2 tane yara izi bulundu. Onu etkisiz hale getirmek için
kafasına bir cisimle vurulduğunun kanıtıydı. Bu yarayla da evdeki el feneri
eşleşiyordu. Her şey evin içindeki şeylerle eşleşiyordu. Bu yüzden ailenin
üstüne çok gidilse de aile hep reddetti ve bu konudan dolayı hiç yargılanmadı.
Bir diğer teori ise yine aile içinden 9 yaşındaki üvey kardeş Burke ile
ilgiliydi. Jonbenet’in otopsi de midesinde ananas kalıntıları vardı. Mutfakta
da Burke’nin dna’sının bulunduğu bir tabak dolusu ananas ve yanında bir el
feneri bulunmuştu. Teori şuydu; Burke ananas yerken Jonbenet ondan yemek
istemiş biraz yemişti ve bu Burke’yi sinirlendirmişti. El feneriyle kardeşine
vurup bayıltmıştı. Aile onu öldü zannedip kaçırılma hikayesini uydurmuştu.
Fakat bu teoride eksikler olduğu için ciddiye alınmadı. Burke cinayetten 20
küsür yıl sonra ilk ve son kez canlı röportaj verdi. Buradaki tavırları çok
garip bulundu. Davada 2006 yılına kadar bir
gelişme olmamıştı. 2006 yılında John Mark Karr adında Jonbenet’in eski
öğretmeni olan pedofili vakası yüzünden de bu meslekten alınan kişi Jonbenet’i
öldürdüğünü ve tecavüz ettiğini itiraf etse de dna’sı evdeki ve Jonbenet’in
bedenindekiyle eşleşmediği için suçlu bulunmadı. Jonbenet’in kimin tarafından
öldürüldüğü hala bilinmiyor. Bu yürek parçalayan durumu daha da üzücü hale
getiriyor.
Diğer
bir yandan bu davanın ilk zamanlarda yeterince ilgili bir şekilde araştırılmadığı
ve bunun bilerek yapıldığı düşüncesindeyim. Yaşamı vahşice elinden alınan 6
yaşındaki bir masum can söz konusuyken bu yaklaşım son derece sinir bozucu olsa
da bu şekilde bir çok dava dünyanın neredeyse her yerinde karşıma çıkıyor.
Hayatta herkes hakikatten sapmadan vicdanlı bir şekilde yaşasa diye ütopik bir
isteğim var. Öyle olsaydı Jonbenet gibi bir çok masum can yaşamına devam
ediyor olabilirdi.
Yorumlar
Yorum Gönder