TETİKLEYİCİSİ AKIL HASTALIĞI OLAN SERİ KATİL; HERBERT MULLİN

Bugün bahsedeceğim isim olan Herbert Mullin; 1 yıl içerisinde 5'i aynı gün olmak üzere 13 kişiyi öldürmüş olan Amerikalı seri katildir. Bu cinayetlerinin tetikleyicisi de akıl hastalığı olmuştur. 
18 Nisan 1947 yılında Amerika'nın Kaliforniya eyaletinde orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası gururlu bir 2. dünya savaşı gazisiydi; oğluna silah eğitimi vermişti. Tabi o zamanlar, cinayetlerin temelini oluşturan eğitimi oğluna kendisinin verdiğinin farkında değildi. Herbert'ın normal bir çocukluğu vardı. Ailesi ve sosyal çevresi onu akıllı biri olarak değerlendiriyordu. O zamanlar da da akıl hastalığı olsa da tetikleyici bir durum olmadığı için ortaya çıkmamıştı.
20'li yaşlara geldiğinde en yakın arkadaşı Dean'i ani bir şekilde motor kazasında kaybetti. Yıllardır zihninin bir köşesinde saklanan akıl hastalığı ortaya çıktı; şizofreni. Kendi kendine çok sık konuşmaya ve kendine zarar vermeye başladı. Bunları fark eden ailesi onu 21 yaşında bir akıl hastanesine yatırdı. 5 yıl kadar tedavi gördükten sonra ailesinin yanına Kaliforniya'ya geri döndü. Döndüğünde 20'lerin sonlarında genç, zararsız görünümlü biriydi. Fakat içindeki akıl hastalığının ortaya çıkması an meselesiydi. Bu durgun insanın içinde yıllardır öldürme eylemi beslenmişti. Artık ailesi ve sosyal çevresinin gözüne zararsız göründüğü zamanlarda cinayet işlemeye başladı. 
İlk kurbanı sokakta denk geldiği evsiz bir adamdı. Onu beyzbol sopasıyla döverek öldürmüştü. Bu da içinde gizlenmiş bir öfkenin dışa vurumu sayılabilecek nitelikte. Aynı yıl içerisinde otostopçu olarak bindiği arabanın sahibini kalbinden bıçaklayarak öldürdü. İşlediği cinayetlerden ötürü bir yanı suçluluk hissediyordu bu yüzden kiliseye günah çıkartmaya gitti. Fakat öldürme arzusu orada da beyninin içinde yankılandı ve kilisinin papazını da öldürdü. Tüm bunlar yaşanırken kimse cinayetleri Herbert'ın işlediğini düşünmüyordu. Orduya katılmak istemişti fakat akıl hastalığından dolayı ordu onu reddetti. Bu onun içindeki öfkeyi daha da ateşledi ve cinayetlerine daha sık ve kanlı bir şekilde devam etti. Lisede tanışıp ona ot satan kişiye takılmıştı, onun hastalıklı zihni. Bu sefer onu öldürmeye karar verdi. Evine gittiğinde bir anne ve çocukla karşılaştı. Kadın aradığı kişinin buradan taşınmış olduğunu söyledi ve yeni adreslerini verdi. Adresi alır almaz oraya gitti. Adamı ve karısını öldürdü. Dönüş yolunda ona adres veren kadın ve çocuğunu gördü. İkisinin üstüne kurşunlar sıkarak, ikisinin de hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bütün bunlar olurken hala yakalanmamış olması bu katil zihninde aşırı öz güven ve korkusuzluğa sebep oldu. Yıl 1973 olduğunda milli parkta gezerken kamp yapan 4 gencin yanına yaklaştı ve onlara defalarca kez kurşun sıktı. Hepsi oracıkta hayatını kaybetti. Herbert, yakalanacağı cinayet mahalline dönüş yolunda rast geldi. Bir kadın bahçede çiçekleriyle ilgilenirken bir anda ona da kurşun sıkmaya başladı. Evin içerisindeki kocası hem arabayı hem Herbert'ı gördüğü için polis onu kolayca yakalayabildi. Yakalandığı zaman ki sakin ruh hali herkesi şaşkına çevirdi. Özellikle onu yıllardan beri tanıyan sosyal çevresi tam anlamıyla şok yaşadılar. Ama Herbert'da işlediği cinayetleri ve beyninin içindeki öldürme arzusunu anlatınca seri katil olduğu göz ardı edilemez bir gerçek haline geldi. 
Seri katillerin hayatlarına baktığımızda çok azının travmatik olmayan bir çocukluğa sahip olduğunu görürüz. Bazılarının tetikleyicisi de Herbert gibi genetik akıl hastalığı olabiliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİYASET VE POLİTİKA KAVRAMLARININ FARKI

FARKINDALIK

WERTHER İLE BULUŞMA