DİYET GÜNLÜĞÜM; KENDİNİ GİZLEMEK
Merhabalar,
Bu sefer diyet günlüğümde eskiden çok sık yaptığım bir şeyden bahsetmek istiyorum; kendini gizlemek.
Bunun bir çok yolu var, bende bu yolların hepsini biliyorum. Zamanında beni mutlu ettiklerini zannederdim.
Kendini gizlemenin ilk adımı giydiklerim konusundaydı. Kış mevsiminde giydiklerimi sıralıyorum, hazırsanız başlıyorum. Üstüme sırasıyla atlet, kısa kollu, uzun kollu bir kazak, kapşonlu, uzun bir mont. O uzun montu 5 yıldır giyiyorum, bu kış onu giymemeyi umut ediyorum. Ben üşüdüğümü söyler bu yüzden bunları giydiğimi iddia ederdim. Tek bir amacım vardı, kendimi gizlemek. Alttan giydiklerimi saydığımda daha da şaşıracaksınız. Tayt, eşofman ve onların üstüne pantolon. Üç kat çorap giydiğimi de söylemeden edemeyeceğim. Giyimim kışları bu şekildeyken yazları da pek farklı değildi. Dışarı asla kısa bir şeyle çıkmaz mutlaka uzun pantolon, oldukça uzun olan kısa kollu tişörtleri tercih ederdim. Yazın muğla da olmama rağmen bunları giyerdim. Gittiğimizde de pek dışarı çıkmazdım zaten. Çok saçma değil mi? Samsunda yaşarken muğla'ya gitme fırsatın var ama dışarı çıkmıyorsun.
Durum giydiklerim ve yaptıklarım açısından böyleyken içsel meselelerde de pek farklı değildi. Birine karşı aslında nasıl hissettiğimi, onu sevip sevmediğimi ya da ona aşık olduğumu söyleyemedim. Insanlar beni bir yerlere çağırdılar, ben bahaneler uydurarak gitmedim. Birini seviyorsam yüzüne haykırmak istedim, yapamadım. Şartlar da pek elverişli değildi zaten, bunun bütün sebebi kendimi gizlemem değil ama etkisi vardı. Arkadaşlık meselerinde o kişiye kanım ısınmamıştır fakat iki yüzüme güldüyse ona gerçek tavrımı koymamışımdır. Bu en basit örnekti. Öyle yapmamalıydım. Hatırlıyorum da lisedeyken kantine yemekhaneye inmeye korkar; yemeklerini evden getirirdim. Okul çıkışı herkes birilerinin yanında ben bir başına servisi beklerdim. Ne garip yıllardı. Üniversitede ilk zamanlar pek farklı değildi, kantine uzun süre gitmedim. Sınıftakilerle pek iletişim kurmadım. Aslında bana iyi yaklaşan insanlar vardı. O dönem ben kapalıydım. Zaten o dönem bana iyi davrananların bir çoğu ile hâlâ arkadaşız. Üzücü olan ise insanların üniversite heyecanı ile kaynaşırken benim hâlâ tuvalette ağlıyor olduğum zamanlardı. Oysa ailemin yanında kalıyor, yıllardır olduğum şehirde okuyordum. Kendimi açmaya yavaş yavaş başladım. Büyük adımlarla gelişmedi. En sonunda da bu duruma geldim. Şu an olduğum noktadan dolayı mutluyum. Kendimi artık gizlemek istemiyorum. Ben, ben olabilmek istiyorum. Korksam da üzerine gidip insanlarla tanışmak istiyorum. Onların beni tanımasını istiyorum. Mümkünse sevmelerini de isterdim çünkü ben insanlara iyi davranmaya çalışıyorum. En korktuğum şey de gönül kırmaktır. Kendimi açma yolunda ilerlerken illa ki zorlanıp kırılabilirim. Yılmayacağım.
Kıyafet stilimi değiştirdim. Artık kat kat giyinmiyor ve yaz olmasına rağmen zaman zaman kısa şeyler giyiyorum. Onlarla dışarı çıkarken rahatsız hissetmiyorum. Insanlarla tanışırken korksam da büyük bir heyecanla onları tanımaya çalışıyorum. Artık kendimi gizlemiyorum. Kendimi gizlememeyi zor başaracağım bir konu var, aşk. Onu da zamanla aşarım diye düşünüyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder