HEM YAMYAM, HEM PEDOFİLİ HEM DE SERİ KATİL; ALBERT FİSH
Bu yazıda hem yamyam hem pedofili hem de seri katil olan bir sadist ve mozoşistten bahsedeceğim; Albert Fish. Kendisinin 100'den fazla cinayet işlediği tahmin ediliyor.
19 Mayıs 1870'de Washington'da dünyaya geldi. O doğduktan kısa bir süre sonra babası vefat edince annesi onu bir bakım evine bıraktı ve 7 yaşına kadar orada yaşadı. Bakım evine hiçbir zaman uyum sağlayamadı bu yüzden annesinin yanına geri döndü. Annesi ile beraber yaşarken cinsel istismara maruz kaldı. 10'lu yaşlarının başındayken eş cinsel eğilimini fark etse de bunu hiçbir zaman açık bir şekilde yaşamadı çünkü kendisinin küçük yaşlarından itibaren dindar bir imajı vardı. Bu dindar yönünün 1910'da 30 yaşına geldiğinde ortaya çıkacak olan katil kişiliğine de yansıması oldu. Evlendiği kadın Estella Wilcox, ikisi kız dördü erkek olmak üzere 6 çocuk dünyaya getirdikten sonra Albert'ı ve çocuklarını başka bir adam için terk etti. Bu olaydan sonra Albert'ın canavar kimliği durmak bilmeden ortaya çıkmış ve pedofili yönelimini de baş göstermişti. Kendisinin böyle biri olabileceğini ne çevresi ne de çocukları tahmin edemezdi çünkü halk arasında oldukça sevilen, çocukları için her şeyi yapan iyi bir aile babası olduğu yönündeydi. Onun ne kurbanlarına ne de kendine çok acı verici işkenceler yaptığını kimse bilmiyordu. 1910 yılından 1934 yılına kadar bir çok çocuğu kandırmış onlara tecavüz etmiş, işkenceler ederek öldürmüş; kimilerinin etlerine bile yemişti. Ayrıca daha önce de dediğim gibi dindar yönü onun bu cinayetleri işleme sebebinin tanrıya kurban etmek amacıyla olduğunu söyletmişti. Bunca yıl yakalanmayan Albert Fish'in yakalanmasını sağlayan cinayeti de Grace Budd adında 12 yaşındaki küçük kızı kaçırıp, yeyip, öldürmesi olayıdır.
Albert, 1928 yılının bir gününde gazetede, bahçede çalışmak üzere 18 yaşında olan Albert Budd'ın iş ilanını gördü. Bu ilan oldukça dikkatini çekti ve genç adamı kandırmayı planlayarak, kendini de Frank Howard olarak tanıtarak, onun evine iş görüşmesine gitti. Eve gidince, evin küçük kızı Grace onun canavarca ruhunu uyandırdı ve Albert hedef değiştirdi. Ailesine onu torununun doğum günü partisine götürmeyi teklif etti. Aile oldukça güler yüzlü ve güvenilir görünen yaşlı adama izin verdi. Albert, küçük kızı elinden tutup götürdü fakat götürdüğü yer doğum günü partisi değildi, terk edilmiş bir evdi. Albert Fish, küçük ve masum kızı terk edilmiş evde boğarak öldürdü, dokuz gün boyunca o evden çıkmayıp Grace'in etlerini yiyerek kendince çeşitli ritüeller yaptı. Bunlara rağmen yakalanmayan Albert, Grace'in ailesine 1934 yılında kızlarını nasıl öldürdüğünü, yediğini anlatan bir mektup yazdı. Altında da kendini onlara tanıttığı ismin imzasını attı. Bu olay üzerinde çalışan polis William King, bu olayı oldukça kişiselleştirmişti. Bu mektup onun tek deliliydi ve ince detaylı bir çalışmanın ardından Albert Fish'i 1934 yılında yakaladı. Yakalanınca her şeyi itiraf eden Fish, diğer cinayetlerini de anlattı. Jüri onu hastaneye gönderme kararı verirken o idam edilmek istediğini söyledi. Onun söyledikleri doğrultusunda 16 Ocak 1936 yılında elektrikli sandalye ile idam edildi. Elektrikli sandalyeye gitmeden önce son söylediği cümle de "Denemediğim acı, ağrı kalmamıştı. Elektrik hariç. Heyecanla bekliyorum." oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder