MARİLYN SHEPPARD'IN ÇÖZÜME ULAŞMAMIŞ CİNAYETİ
Çözülememiş
cinayetler hep ilgimi çekmiş aynı zamanda yüreğimi burkmuştur. Bu yazıda da
çözülemediği için oldukça ilginç ve hüzünlü bir cinayet olayından bahsedeceğim.
İşte Marilyn Sheppard’ın 1950’lerden beri dünya medyasında yankı uyandırmış,
cinayet olayı.
Marilyn
Sheppard, 1945 yılında Sam Sheppard ile evlendi. Öldürüldüğü sırada 31 yaşında
genç bir kadın olmasının yanı sıra 7 yaşında olan Samuel’in ve henüz doğmamış
çocuğuna hamile bir anneydi. 1954 yılının 4 Haziran gününde eşi Sam Sheppard
evlerinin yakınındaki nehrin kenarında baygın halde bulundu. O ise evdeki
yatağında kanlar içinde ölü bir şekilde bulundu. 7 yaşındaki oğlu ise
olanlardan habersiz yatağında uyuyordu. Sam Sheppard boynu ve dişleri kırık
olduğu için hastaneye kaldırıldı. Polisler cinayet mahalline gelmeden önce
sabah saatlerinde cinayeti duyan komşular eve gelmiş, cinayet mahallini çoktan
bozmuşlardı. Ki bu durum cinayet olayının çözülmesine ket vuran önemli bir
detaydır. Polisler cinayetin işlendiği eve gidince Marilyn’nin cesedinin
bulunduğu oda kan ile kaplanmıştı. Oldukça vahşi bir cinayet olduğu ilk andan
belliydi. Otopside çıkan bulgularda bunu kanıtlar niteliktedir. Eşi Sam’in
ifadesi kaldırıldığı hastanede alındı. Sam’in ifadesine göre, akşam bir aile
dostlarını akşam yemeğinde ağırladıktan sonra akşamın geç saatlerinde Sam
kanepede uyuyakalmıştı, eşi de yatak odalarına uyumaya çıkmıştı. Sam gecenin
geç saatlerinde eşinin çığlıklarını duydu ve yatak odasına koştu. Yukarı
çıktığında hafif kıyafetler içinde bir silüet şeklinde tasvir ettiği bir şey
görmüştü. Saniyeler içinde kafasına bir darbe almış ve bayılmıştı. Yeniden
uyandığında eşinin yatakta ölü bedenini gördü. Ardından oğlunu kontrol etmek
için onun odasına bakmıştı, oğlu yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Sam üzerine
beyaz bir gömlek giyip, gördüğü yabancıyı yakalamak için evden koşar adım
çıkmıştı. Gür saçlı olduğunu söylediği yabancıyı yeniden gördü ve onu
kovalamaya başladı. Bir süre sonra yakalasa da aralarında kavga çıktı. Yabancı
yeniden Sam’in kafasına vurarak onu bayıltmıştı ve oradan uzaklaşmıştı. Tekrar
gözlerini açtığında ise üzerindeki beyaz gömlek yoktu ve hemen hastaneye
kaldırıldı. Polis eve zorla girildiğine dair bir kanıt bulamadı dolayısıyla ilk
şüphelileri Sam oldu.
Sam
Sheppard, zengin bir aileden gelen saygın bir doktordu. Bu saygın kişiliği
polisler araştırmaya başladığında eşini 3 yıldır aynı hastanede çalıştığı bir
hemşire ile aldattığını öğrendi. Sam bunu reddetse de yalan makinesine girmek
istemedi. Ayrıca daha bir çok delil onu gösteriyordu. Yabancılara havlamasıyla
bilinen evin köpeği o gece hiç havlamamıştı, oldukça vahşi bir cinayet
işlenirken ses çıkmış olmalıydı 7 yaşındaki Samuel’de hiçbir şey duymamış bütün
gece uyumuştu.
Yetkililerin
elindeki tek şüpheli Marilyn’in eşi Sam’di böylelikle 30 Temmuz 1954’te onu
tutukladılar. 28 Ekim 1954’te mahkeme başladı. Bu olaya oldukça ilgili olan
medya ve halk mahkemenin burnunun dibindeydi. Herkes Sam’in suçlu olduğuna
inanıyordu. Savcılıkta Sam’in yaşadığı yasak aşkı sebep sunarak kendisinin eşi
Marilyn’i vahşice öldürdüğünü söyledi. Jüri de onu suçlu buldu. Sam Sheppard
mahkemede Marilyn Sheppard’ı öldürdüğü gerekçesiyle müebbet hapis cezasına
çarptırıldı. Sam, cinayeti işlediğini sürekli reddetti, yeniden yargılanma
talebinde bulunsa da sürekli reddedildi. Ta ki avukatı 1961 yılında vefat edip,
davası dişli olması ile ünlü başka bir avukatın eline geçene kadar. Ayrıca 1963
yılında televizyonda Marilyn’in cinayetini konu alan bir dizi de yayınlanmaya
başlamıştı ve halk Sam’e sempati duymaya başlamıştı. 1964’te Sam yeniden
yargılandı. Bu mahkemede dişli avukat, Marilyn’in vali ile ilişkisi olduğunu bu
cinayeti de valinin karısının yaptırdığı gibi garip iddialarda bulundu. Hakim
bir önceki mahkemede basın ve halkın etkisiyle doğru karar veremediğine kanaat
getirdi. Sam hapse girdikten 10 yıl kadar sonra serbest bırakıldı.
Bütün
bu olaylarda masum biri var ki o da; Sheppard çiftinin oğulları Samuel. Samuel
babasının suçsuz olduğuna inanıyor ve onun adını temize çıkarmak için
çabalıyordu. Tahmin edersiniz ki Kriminoloji bilimi Marilyn öldürüldüğü sırada
pek de gelişmiş değildi. Fakat 1996 yılına gelindiğinde Samuel bu gelişmeden
yararlandı. Annesinin cesedini mezardan çıkarttırdı ve üzerindeki kandan DNA örnekleri
alındı. Babası Sam’in kanı ile uyuşmadı ve katilin o olmadığı ortaya çıktı. Kan
örneği Richard Eberling ile karşılaştırıldı. Tam bir uyum söz konusu olmasa da
DNA’lar arasında benzerlik ortaya çıktı. Ne gariptir ki, bu benzerlik yeterli
bulunmadı ve Marilyn Sheppard’ın cinayeti kayıtlara çözülememiş olarak geçti.
Bütün
bu hikayeyi okuyup araştırırken gerçekten yüreğim acıdı. Masum ve ailesi için
her şeyi yapmaya hazır bir kadın olduğu çevresi tarafından oldukça iyi bilinen
Marilyn, gencecik yaşında böyle vahşice katledildi. Samuel annesiz kaldı. Sam
Sheppard yıllarca katil koca yaftasına maruz kaldı. Ama Sam hakkında
düşüncelerim şu şekilde; cinayeti o işlememiş olabilir fakat doğruları
konuşmadığı çok açık. Bu cinayetin çözüm aşamasında bir çok açık var. Aklıma
ünlü bir polis’in söylediği bir söz geldi. “Çözülememiş cinayet yoktur; yanlış
soruşturulmuş ya da soruşturulmamış cinayet vardır.”
Yorumlar
Yorum Gönder